İskoç aydınlanmasının din ilişkisi

İskoç aydınlanması, diğer ülkelerde ortaya çıkan aydınlanma düşünceleri içerisindeki din ile olan ilişkilerinde farklı bakış açısıyla önemli bir yere sahiptir. Fransız aydınlanmasında Katolik kilisesi ile monarşinin insanlar üzerindeki o dönemdeki etkileri nedeniyle aydınlanma düşüncesi genel olarak din karşıtı bir söylemle anılmıştır.

İskoç aydınlanmasının din ilişkisi

İskoç aydınlanması, diğer ülkelerde ortaya çıkan aydınlanma düşünceleri içerisindeki din ile olan ilişkilerinde farklı bakış açısıyla önemli bir yere sahiptir. Fransız aydınlanmasında Katolik kilisesi ile monarşinin insanlar üzerindeki o dönemdeki etkileri nedeniyle aydınlanma düşüncesi genel olarak din karşıtı bir söylemle anılmıştır. Ancak, İskoç Aydınlanması din karşıtı olmak bir yana, kilise ve kilise okulları üzerinden aydınlanmanın öncülerinden olmuştur.

Hutcheson ahlak teorisinde Hristiyanlığa da ayrıca bir alan açmıştır. Ona göre, Hristiyanlık en doğru erdem ideasını insanlara verir. İlk günah nedeniyle insan doğası yozlaş­tığı için, insanların temel görevi ahlaki reform ve yeni­lenmeye yönelik ilerleme kaydetmektir. Aydın­lanma ve din ilişkisi bağlamında düşünüldüğünde Hutcheson’ın tavrı dikkat çekicidir. Bu bağlamda Aydınlanmanın daha çok batıl inançlara, dini dogmatizme ve Roma Katolikli­ğine karşı olduğu belirtilmelidir (Köktaş, 2018).

İskoç aydınlanması, aydınlanmanın din ile birlikte yapılabileceğini dinin gelişmeye ve belli bir oranda yenileşmeye karşı olmadığını göstermektedir. Genel olarak, aydınlanma felsefesine ve aydınlanma din ilişkilerine bakıldığında Fransız aydınlanması hariç olmak üzere, diğer aydınlanmaların din ile bir sorununun olmadığını görülmektedir.

İskoçya’nın 18. yüzyıl Aydınlanma hareketine katkısı yadsınamayacak bir biçimde büyüktür. İskoç Aydınlanması­nın felsefe, siyaset, edebiyat, insan bilimleri ve doğa bi­limlerinin neredeyse her bir alanı için yapılacak bir araş­tırmada ihmal edilmesi mümkün değildir. Hume başta olmak üzere İskoç filozoflar insan doğası kavramının bilimsel bir temelde nasıl çalışılacağını önermişlerdir. Bu nedenle İskoç Aydınlanmasının felsefi olarak insan bilimini, bilimsel yöntemle veya deneysel akıl yürütmeyle oluşturmaya teşebbüs ettiği ileri sürülebilir. İskoç ahlak felsefesinin ortaya çıkışında Hobbes ve Madeville’nin insan doğasının asosyal, rasyonel ve çıkarcı olduğuna yönelik iddiaların çürütülmesi çok önemli bir uyarıcı olmuştur (Köktaş, 2018).

İskoç Aydınlanması, etkileri bugün bile hala devam eden bir anlayışla, sosyal ve iktisadi alanda ortaya attığı tezler itibariyle de güncelliğini koruyabilmiştir. İskoç Aydınlanma geleneği, diğer aydınlanma geleneklerinde olduğu gibi sadece toplumun bir kısmının değil, tüm toplum kesimlerinin katkısıyla kimseyi ve hiçbir kurumu dışlamadan ve ötekileştirmeden oluşturulmuştur. Bu yönleriyle bile toplumun tüm kesimlerini içine alan fikirsel akımların ve değişimlerin, diğerlerine göre daha uzun ömürlü olacağını ve sağlam temeller üzerine inşa edilebileceğine en güzel örneği olmuştur.

İskoç aydınlanması, diğer ülkelerde ortaya çıkan aydınlanma düşünceleri içerisindeki din ile olan ilişkilerinde farklı bakış açısıyla önemle bir yere sahiptir. Fransız aydınlanmasında Katolik kilisesi ile monarşinin insanlar üzerindeki o dönemdeki etkileri nedeniyle aydınlanma düşüncesi genel olarak din karşıtı bir söylemle anılmıştır. Ancak, İskoç Aydınlanması din karşıtı olmak bir yana, kilise ve kilise okulları üzerinden aydınlanmanın öncülerinden biri olmuştur.

İskoç Aydınlanmasının o dönemde ekonomi ve sosyal alanda ortaya koyduğu tezler bugün bile önemini devam ettirmekte ve bu anlamda o gün ortaya konan tezler bugünkü liberal ekonomik ve siyasi gelişmelere yön verebilmektedir.

Kaynaklar;

Köktaş M. (2018). İskoç Aydınlanması ve Liberal Ahlak Teorisinin Temelleri. İçinde: Aktan CC, Şahin B (Editörler). Liberalizm, Demokrasi ve Sınırlı Devlet, 1. Baskı. Ankara, Orion Kitabevi, 127-170.

1 YORUM

CEVAP BIRAKIN

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz